aldatılma korkusu ve takıntısını nasıl aşabilirim

Soru

merhabalar. 22 yaşında erkeğim. bazı flörtler ve çıktıklarım haricinde yakın bir deneyimim olmadı. cinsel deneyimim de yok. belki yaşadığım stres ve korkunun sebeplerinden birisi budur. ilişkilerde hep karşılıklı iletişim, güven, emek, fedakarlık ve samimiyete inanmış birisiyim. eğer evlenseydim ve eşim olsaydı ona mümkün olduğunca romantik olarak yaklaşır, kendi mutluluğum kadar onunkini de düşünür ve güzel bir hayat için uğraşırdım. zaten ben de romantik tabiatlı birisiyim. sevgi, şefkat, güven, sadakat ve aşk çerçevesinde birisi ile yaşanan cinselliğin de en iyisi olduğunu düşünürüm. ama bir noktadan sonra çevremde ve internette o kadar çok çarpık şeyle karşılaştım ki artık çok derin güven problemlerim var. sürekli olarak gördüğüm tek şey sadakatsizlik, aldatma ve diğer şeyler. yaşadığım başka pek çok problemden ötürü zaten depresyondayım ve ilerde yaşanabilecek sadece kötü şeyleri düşünüyorum ve aklımdan çıkmıyor. en çok karşılaştığım ve beni hayrete düşüren şeylerden birisi de her şeyin yolunda gittiği ama yine de aldatmanın yaşandığı evlilikler. bu yüzden artık ciddi takıntılı düşüncelerim var. ya cinsel hayatımız, ekonomik durumumuz, duygusal birlikteliğimiz vs her şey iyi gitse bile aldatılırsam? ufak ve saçma bir şey yüzünden? daha da kötüsü ya bunu asla öğrenemezsem? sözüm ona “bir gecelik kaza(!)” sonrası hayatım boyunca hep yalanların içinde yaşarsam? internette karşıma çıkan şeyler çok iğrenç ve bazen her şeyi sorgulamama sebep oluyor. kadınlara, erkeklere, topluma, evliliğe, aşka, cinselliğe vs karşı ağır bir soğuma hissediyorum. zaten hayatımda pekçok problemle boğuşurken bir de bunları düşünmek beni çok yoruyor. elbette burada bazılarınız “daha çok gençsin”, “gereksiz yere kafaya takıyorsun”, veya “şunu bunu yaparsan kadın bağlanır ve yapmaz” diyebilir. korkum da işte. her şeyin iyi gittiğini düşünürken en beklenmedik noktadan vurulmak. yakın zamanda bir terapiste gidip ona da bundan bahsetmek istiyorum çünkü bunu çözmek istiyorum. şimdiden fikrini belirtecek herkese teşekkür ederim. not: özgüvensiz bir insan değilim. çevremde en rahat davranan, insanlarla en rahat şekilde iletişim kuran, gerektiğinde her türlü riski alan ve kendinden en taviz vermeyen kişiyim. özeleştiri verebilen ve korkmadan çözüm önerebilen bir insanım. ama eğer bir takıntı gelişecekse kişinin karakterine bakmıyor maalesef.

Cevaplar ( 9 )

  1. bu gibi endişeler korkular yaşamakta bence haklısın, günümüzdeki yeni nesil gençliğin bir çok şeye bakışı eskilere göre çok yenilikçi ve sözde özgürlükçü. bir insana bağlanmak, kendini ona atfetmek onlara kölelik gibi geliyor, sözüm onlara, onlar istediği gibi yaşayabilmeliler, kimse onları sınırlamamalı. aldatmayı aldatma ve kötü bir şey olarak değerlendirmiyorlar. başkası ile ilişki yaşayıp günün sonunda ben seni aldatmadım, çünkü onu sevmiyorum sadece öylesine bir ilişkiydi, arkadaşımla kahve içmek gibi düşün, ben seni seviyorum diyorlar. bu sadece bir örnekti daha benzer bir sürü acayip bakış açısı var. ne yazık çoğu kişi böyle düşündüğü için evliliklerde azaldı herkes evlilik dışı yaşıyor. evli çiftlere bakıyorsun ben eşime ben kocama karışmam açık ilişki yaşıyoruz özgürlük alanlarını ihlal etmiyoruz deyip, onunla bununla gecelik ilişkiler yaşıyorlar, bir birlerini hiç kıskanmıyorlar. terapiste gidip ne yapacaksınız, deki siz sorunlusunuz terapistin düzeltebileceği sizsiniz, peki ya toplumun geri kalanını kim düzeltecek ? bana sorarsan komple herkes terapislik olmuş 🙂 umarım bir çözüm bulursunuz.

    • doğru söylüyorsunuz genel olarak toplumsal bir kaos var. ülkenin konuşulmayan krizlerinden birisi bu. yıllarca ağır baskı ve tabulardan sonra internet geldi ve özgürlük anlayışı bambaşka bir yere gitti. cinsel özgürlükten kastın sadece vücudu tatmin olarak görülmesini, insan doğası ve ruhsal arzularını öteleyen çarpık ilişkileri artık kaldıramıyorum… medyanın da suçu var tabi. dizilerde filmlerde eninde sonunda çift birbirini aldatıyor. bir filmde sevgilisi veya eşi olan bir karakter gördüğümde direkt tamam ya boynuzlanacak ya da aldatacak diyorum. dünya artık çok tuhaf.

  2. aldatan aldatana, günümüzde ne yazık ahlak anlayışı çok değişti. bende 3 yıl öne sevgilimin, en yakın kız arkadaşımla yazışmalarını yakaladım. ki en güvendiğim her şeyimizi paylaştığım kişiydi, aptlamışım demek ki güvendiğime göre. geçenlerde kafede otururken yan masada 2 kız konuşuyor, biri diğerine akıl veriyor, çok zorlama kendini, biriyle evlendinmi ömür boyu onunla yaşayacaksın diye bir kural yok, daha iyi biri karşına çıkarsa ayrılırsın diyordu. ne güzel ya, pazarden meyve sebze seçer gibi beğenmediğini bırakır, beğendini alırsın. haberlerde çıkanlarıda duyduktan sonra gelde başkasına güven. katil mi çıkar, sapık mı çıkar, dolandırıcı mı çıkar, hırsız mı çıkar, bağımlı mı çılar belli değil. ben şunu anladım birisi ile evleneceksen onu çok iyi tanıman lazım, uzun süreli bir arkadaşlık sürdürmen öyle evliliğe karar vermen lazım. iç yüzünü düşüncelerini beklentilerini anlayacak kadar derine inmelisin. yüzeysel arada bir kafdede görüştüğün kişiye güvenmemelisin. hatta ailesi ve çevresi ile tanışıp onları bile incelemen lazım.

  3. doğrusu insanların cinsellik konusundaki samimiyetsizliğinden, ikiyüzlülüğünden, palavralarından ve yalanlarından bıktım. evet çok bıktım. kendi çevremde ve başka yerlerde gördüğüm şeylerden sonra çok bıktım. insanların herkesin gözü önünde ahlak namus edep dersi verip kapalı kapılar arkasında her türlü haltı yemelerinden bıktım. herkese evlilikten önce olmaz, şöyle ahlak böyle namus diyip bambaşka şeyler yaşamalarından bıktım. herkesi kafalarına göre namussuz ve erdemsiz ilan edip kendilerinin her türlü namussuzluğu yapmalarından bıktım. ahlak vaaz edip ahlaksızlık yapmalarından bıktım. yaptıkları her ahlaksızlıktan sonra hiçbir bedel ödemeden artık önümüze bakacağız demelerinden bıktım. sorun yaptıkları şeylerde değil, hiç olmadı. sorun ikircilikleri ve samimiyetsiz tavırları. kısacası insanların savundukları şeyi yapmayıp yaptıkları şeyi savunmaya cesaret edememelerinden bıktım. her şey samimiyetsiz bir oyun. herkes birtakım kuralların olduğunu iddia ediyor ve onların bekçiliğine soyunuyor ama kimse gerçekte onları umursamıyor. bu noktada artık şunu soruyorum: gerçekten aslında onu savunanların bile inanmadığı bir şey savunmak ve onu yaşatmak değer mi? bu saçma ahlak oyununu oynamayı reddediyorum. artık anlıyorum ki doğru insanı beklemek, kendini saklamak tarzı şeyler saçmalıktan ibaretmiş. insanlar ya çıkıp gerçekten yaşadıkları şeyleri savunsunlar ya da savundukları şeyi yapsınlar. tek demek istediğim bu.

    • dostum bu gibi konular insanı çok yorar ve yıpratır. ne kadar sitem etsen kimsenin umurunda değil, insanlar yozlaşmışlar. bir şeyi değiştiremiyorsun, herkes kendi yaşantısında, yan tarafında ne oluyormuş hiç görmüyorlar. sen yüreğini ferah tut, kendin dışında kimseden bir beklenti de olma, öncelikle kendin için yaşa. olurda biri çıkarsa senin yaşamına ortak olmak isteyen, o kişinin sana kattığı kadarınca sende ona katkı yap, ne eksik ne fazla. biri beni görsün benim için bir şey yapsın beni çok sevsin falan diye bekleme, günümüzde adama 1 bardak su vermeyen hatunlar var. o sebeple sana 1 adım gelen sende 1 adım git, sana 1 adım uzaklaşanı da tutmaya çalışma sende uzaklaş. başkasını boşver, basit ve düz mantık yaşa, işine gücüne hayatına bak. kendini yıpratma.

    • @baturbatur hocam zaten benim kimseden bir beklentim yok. varmak istediğim sonuç tam da bu. kimsenin kimseyi beklediği vs yok. herkes öyle iddia ediyor kendini ahlak timsali zannediyor da gerçek bu değil. ben kimsenin ne yaptığı ile ilgilenmiyorum. isterlerse pornstar hayatı yaşasınlar beni ilgilendirmez. tek kızgınlığım buna rağmen ahlakçılık yapmaları ve samimiyetsiz olmaları. asıl gönderimdeki meseleye gelince, gerçekten aldatmak isteyecek insanın her şeyi rahatlıkla maazeret edebileceği sonucuna vardım. ve kimin aklından ne geçiyor asla bilemezsiniz. çözüm? ben de bilmiyorum. aklıma gelen tek şey her türlü ilişki, aşk vs şeyinden uzak durarak bir ömür tamamlamak. gerçekçi veya doğru olup olmadığı tartışılır ama işe yarar olduğu kesin.

    • @venit aynene kesinlikle kalıyorum zaten takma kafaya dememdeki amaç akışına bırak bildiği gibi gelsin hayat. tabi önüne gelenede çekil kenara deyip itecek değilsin, akışına göre değerlendirirsin. illa evleneceksin diye bir kural yok, benim çok arkadaşım var hiç evlenmediler gayet iyiler. tersine asla evlenmem, evlilik salaklık deyipte evlenenlerde var, şimdi bakıyorum düşüncelerinin aksine çok mutlular. anlayacağın kesin doğru diye bir yol yok ama bireysel düşüncem, doğru yok diye sende amaaan ver coşkuyu yapma, yine beyfendi olmaktan, elit bir insan olmaktan vazgeçme.

  4. kontrol edemeyeceğin şeyleri düşünüp durmayı bırakabilirsin. yani birlikte olduğun kişi seni aldatacaksa ve bundan haberin olmayacaksa yıllarca haberin olmadan mutlu mesut da yaşayabilirisn. acaba öylemi diyerek hayatı dar etme kendine. senin de yazdığın gibi kimisi aldatılmayı istiyor. kimisi aldatılmaktan korkuyor. ama ya aldatılırsam diyerek bir olasılık üzerine kendi hayatını kendine zindan etme derim. yaşayabilecek keyiften de mahrum kalırsın diye düşünüyorum. ne olabilir endişe ettiğin insan türlerinden uzak durmaya çalışabilirsin. yapılabilecek şey bu. gerisi kaderin bi cilvesi.

    • yazdığın şeyi kendin kabul edebiliyor musun? gerçekten kendini aldatılıp asla öğrenemediğin bir durumda mutlu görebiliyor musun? o zaman ben de aldatayım haberi olmasın mutlu mesut yaşayıp gidelim? dünya ve insanlık öyle iğrenç ve ikiyüzlü bir yer ki en güvendiğin en büyük kazığı atıyor. belki bir olasılık, belki küçük bir olasılık ama iğrenç ve insanlığın bozulmasıyla her geçen gün büyüyen bir olasılık. benim için de senin veya başkası için de. benim isyanın buna. bunu kabul edemiyorum. güvenmek bana ağır ve korkunç geliyor. tek başına yaşamak ise ayrı bir bunaltıcı. hiçbir çözüm bulamıyorum beni bunaltan bu.

Bir cevap bırakın